***Bunları Biliyormusunuz?***.... Derleme:Hüsem ERKAYA
*TANSİYON NEDİR? NASIL ÖLÇÜLÜR?...
Bedenimizde trilyonlarca hücre vardır. Bunlar mükemmel bir işbölümüyle çalışırlar. Ama çalışabilmeleri için yakıta ve oksijene gereksinimleri vardır. Bu yakıtı, hücrede oksijenle yakıp, çalışabilmeleri için gerekli enerjiyi sağlarlar. Sonra bu yanmadan arta kalan artıkların ve açığa çıkan karbondioksitin hücreden uzaklaştırılması gerekir. İşte hücrenin gereksindiği yakıt ve oksijenin hücreye taşınması, oluşan artık ve karbondioksitin hücreden uzaklaştırılması işini kan üstlenir. *TANSİYONUN NE ÖNEMİ VAR?...
Tansiyonu, kanın damar duvarını zorlaması diye tarif etmiştik. Tansiyon ne kadar yüksekse, damar duvarı o kadar çok zorlanır. Yani o kadar çok bozulur. Öyle bir kaç ayda değil ama uzun yıllar bu zorlanma devam ederse, damar duvarı sertleşmeye başlar. Damar duvarı sertleştikçe tansiyon daha da yükselir. Tansiyon daha da yükselince, damar duvarı da daha çok bozulur. Bu böylece, giderek daha kötüye doğru devam eder. Damar duvarının bu bozulup sertleşmesine,damar sertliği ya da aterosklerozis denmektedir. *TANSİYONUN NORMAL DEĞERLERİ NEDİR?...
Nasıl herkesin boyu farklı farklıysa, tansiyonu da farklıdır. Nasıl, kısa birine ya da uzun birine anormal demek kolay değilse, normal tansiyonu tarif etmek de zordur. Üstelik yaşa ve kiloya göre de çok büyük değişiklikler gösterir. Yaş ve kilo arttıkça, genelde tansiyon daha yüksektir. *Tansiyon Sorunuyla Nasıl Başetmeli?... Tansiyonu normal bile görünse herkesin dikkat etmesi gereken şeyler var. Çünkü, daha önce de söylediğim gibi, tansiyon ne kadar düşükse, tansiyonun yol açtığı sorunlarla karşılaşma riski o kadar azalıyor. *Kilo Arttıkça,Tansiyon Hastalığı Riski Artar...
Gerçekten de, kilo ne kadar fazlaysa, tansiyon da o kadar artmaktadır. Doktorların, araştırma laboratuarı gibi kullanıp, yıllardır izledikleri Framingham kasabasındaki araştırmalarına göre, kiloda her yüzde 10'luk artış, tansiyonu 7 mmHg artırmaktadır. JNC dediğimiz örgütün 1993'te yaptığı çalışmalara göre, balıketi ya da toplu dediklerimizde risk, normal kilolu olanların 2 ile 6 katı daha fazladır. NIH denilen örgütün 1998 yılında yaptığı çalışmada ise, normal kilolu erkek ve kadınlarla, şişman erkek ve kadınlardaki yüksek tansiyonlular karşılaştırılmış ve şişmanlarda daha çok tansiyon hastası olduğu görülmüştür. Aşağıda bunu grafik halinde gösterdim. *DAHA İYİ TANSİYON İÇİN, DAHA ÇOK HAREKET GEREKİR...
Daha çok hareket, hem kiloyu azaltmamıza katkı sağladığından, hem de, kiloyla ilgisi olmadan, doğrudan doğruya, tansiyonun düşmesine ve yükselmemesine yardım eder. *Tansiyon Kontrolünde TUZUN AZALTILMASI Çok Önemlidir...
Tansiyon konusunda en çok konuşulan mineral sodyum yani sofra tuzunun esasıdır. Hem tansiyonu yüksek birinde tansiyonun düşmesi, hem de tansiyonu normal birinin daha düşük değerlere sahip olması ya da tansiyonunun yükselmemesi için tuzun kısıtlanması gerektiği çok eskiden beri bilinmektedir. Buna rağmen toplumlar, ihtiyaçlarının çok çok üstünde, 5-10 kat daha fazla tuz tüketmektedir. Buna biraz da, eskiden yalnızca yüksek tansiyonluların az tuz yemeleri gerektiği ama normal tansiyonluların dikkat etmelerine gerek olmadığı inancı katkıda bulunuyordu. Ama şimdi, bunun herkes için gerekliliği kabul edilmeye başlandı. Tablo: Çeşitli besinlerdeki sodyum (tuz) miktarı *Tansiyonu Olanlar Alkollü İçkileri de Azaltmalıdır...
Az miktarda alkol almanın etkisi konusunda, tıp dünyasında farklı görüşler vardır. Kimileri diğer her şey aynı olduğunda, az alkol almanın, daha az kalp hastalığına yol açtığını söyler. Bu, genelde kabul edilen bir düşüncedir. Tansiyonda da benzer düşünceler varsa da kalpte olduğu kadar taraftar bulmamaktadır. Ama ortak kanı, bu görüşler doğru bile olsa, başka zararları nedeniyle, içmeyen birine, daha az kalp hastası olacağı düşüncesiyle, alkol almasını teşvik etmenin doğru olmadığıdır. Buna karşılık hem tansiyon, hem de kalp için, kadınlarda 1-2, erkeklerde 2-3 kadehin üstündeki alkolün, zararlı olduğu ve miktar arttıkça bu zararın da giderek arttığı, herkes tarafından kabul edilmektedir. *Tansiyona Etkileri Tartışılan Diğer Şeyler... Tansiyona etkisi en fazla tartışılan şeylerin başında bazı minrealler gelmektedir. Üstünde en çok durulanlar potasyum, kalsiyum ve magnezyumdur. Ama tuzdan yani sodyum mineralinden farklı olarak, bu minerallerin azaltılması değil, arttırılması tavsiye edilmektedir. *YÜKSEK TANSİYON İÇİN TANIMLANMIŞ KAPSAMLI BİR DİYET: DASH DİYETİ... Tıp çevrelerinde tansiyona yönelik diyetlerden en bilineni DASH diyetidir. Adı,yüksek tansiyonu durdurmaya yönelik beslenme yaklaşımı karşılığı, İngilizce Dietary Approaches to Stop Hypertension kelimelerinin kısaltımından gelmektedir. |
|
|
***Bunları Biliyormusunuz?***....
Hiç Bir Hastalık Yoktur Ki Şifası Olmasın, Ölüm Haricinde!
*Hipotansiyon, Düşük tansiyon
tansiyon düşüklüğü...
Hipotansiyon, Düşük tansiyon
tansiyon düşüklüğü:Büyük tansiyon, 11'den aşağı düştüğü zaman tansiyon düşüklüğü vardır. Bu duruma tıp dilinde hipotansiyon denir. tansiyon, ateşli hastalıklar sırasında, büyük kanamalardan sonra, iç salgı bezi bozukluklarında veya herhangi bir hastalıktan sonraki iyileşme döneminde düşer. Bazı kadınların aybaşı hallerinde, veya sıcakta fazla ter kaybından sonra veya sinirli kimselerde de tansiyon düştüğü görülür. Devamlı olarak tansiyon düşüklüğü önemli bir hastalığın işareti olabilir.
-----------------------------------
başdönmeleri
Hasta, kendisinin veya etrafındaki eşyanın boşlukta döndüğünden şikayet eder. Tıp dilinde vertigo denen baş dönmelerinin nedenleri çeşitlidir. Bunlardan başlıcaları şunlardır: Kulak ağrısı. Araç tutmaları. Ani hava değişimi. Bazı göz hastalıkları. İlaç zehirlenmeleri. düşük veya yüksek tansiyon. Damar sertliği ve bazı kalp hastalıkları. Kansızlık ve kan hastalıkları. Mikrobik hastalıklar. Beyin hastalıkları. Sara ve bazı ruh hastalıkları. Tedaviye başlanmadan önce hastalığın gerçek nedeninin tespit edilmesi gerekir. Baş dönmelerine yapılacak ilk iş hemen oturmak veya öne eğilmek ve mümkünse hemen yatmaktır. Baş dönmesi sık sık oluyorsa mutlaka bir doktora gitmek gerekir.
--------------------------------------------
kulak çınlaması
Kulak çınlaması, kulak uğultusu veya kulak vızıltısına, tıp dilinde tinnitus denir. Çok çeşitli nedenleri vardır. Bunlar arasında, kulak kiri, içkulak iltihabı, ortakulak iltihabı, menier hastalığı, ateşli hastalıklar, yorgunluk, zafiyet, bazı ilaçlar, yüksek veya düşük tansiyon sayılabilir. Bu nedenle doktora başvurmak gerekir.
-----------------------------------------
tansiyon
Kan basıncına tansiyon denir. Kalp her kasılışında belirli miktardaki kanı atardamarlara pompalar. Bu sırada da, kan basıncı en yüksek seviyeye çıkar. Buna büyük tansiyon denir. Kalbin iki kasılışı arasında geçen zaman içinde ise, kan basıncı en düşük seviyeye iner. Buna da küçük tansiyon denir. Büyük tansiyon ile küçük tansiyon arasındaki fark da nabız basıncını gösterir. tansiyon yaşa bünyeye ve tansiyon ölçüldüğü andaki ruhi veya bedeni duruma göre farklılık gösterir. Yaşlandıkça tansiyon yükselmesi normaldir.
*Hipertansiyon,Yüksek tansiyon
tansiyon yüksekliği...
*Hipertansiyon Nedir?...
HİPERTANSİYON(SİNSİ KATİL):Halk arasında tansiyon yükselmesi hastalığı denilen hipertansiyon kan basıncında meydana gelen yükselme olarak tanımlanır. Bu yükselme sinsi bir katil gibi davranır. Vücutta atardamarlarda, kalpte ve böbreklerde aterosklreoz denilen ve damar yapılanmasında bozulma ile karakterize sorunlara yol açar. Daha da ileri giderek halk arasıda inme dediğimiz çok ciddi beyin rahatsızlığına veya kalp atağına kadar giden büyük problemlere sebep olabilir.Yukarıda tanımlanan sinsi katil benzetmesi belkide hastalıklar içinde en çok hipertansiyona uyar. Çünkü hipertansiyonu olan hastalar yıllarca bu hastalığı fark etmeyebilir. Hipertansiyon yavaş ve sinsice yıllarca belirti vermeden hastanın kalp, böbrek ve diğer damarlarına zarar verebilir. Toplumlarda hipertansiyona maruz kalma sıklığı yaşla beraber artar. Ve ilerleyen yıllarda çoğu kimsede spot olarak yapılan ölçülerde rastlanabilir. Burada tehlikeye maruz kalma süresi, beraberindeki risk faktörleri oldukça önemlidir.
Hipertansiyon basit olarak yüksek kan basıncı demektir. Kan basıncı ya da daha doğru söylemek gerekirse kanı kalpten dokulara taşıyan damarların kan basıncı, hastaya ait özellikler (yaş, cinsiyet, ırk gibi) ve fiziksel durumdan (istirahat, efor gibi) etkilenen bir parametredir. Bu nedenle de normal kan basıncı değerlerini belirlemek gerçekte oldukça güçtür.
Bugün kabul edilen kan basıncı değeri istirahat halindeki normal bir yetişkinde 120/80 mmHg'dır (milimetre civa). Herhangi bir kişide kan basıncı uyku sırasında düşük, sinirli ya da heyecanlıyken yüksektir. Normal şartlarda, sürekli olarak kan basıncı 120/80 mmHg (milimetre civa) üzerinde olan kişiler hipertansiyon hastalığı adayı kabul edilmektedir. Kan basıncı devamlı olarak 140/90 mmHg üzerinde seyrediyorsa hipertansiyondan bahsedilir.
Kan basıncı aynı birey içinde ve bireyler arasında farklılık gösterir. Bu nedenle bireyin kan basıncı (kan basıncının sfingomanometre ile ayrı ayrı zamanlarda en az 3 kez ölçülmesi) ortalaması alınarak belirlenmelidir.
Hipertansiyon kalp hastalıkları için ana bir risk faktörüdür. Eğer tedavi edilmezse beyin dolaşımı, kalp, damar, göz ve böbrek hastalıkları için ciddi hastalık ve ölüm oranlarında artışa sebep olur. Bir kez teşhis yapılıp tedavi başlanırsa artan kan basıncı düşürülebilir, kalp ve kalp dolaşım sistemindeki hastalık riski azaltılabilir.
*Küçük Tansiyon ve Büyük Tansiyon Nedir?...
KÜÇÜK TANSİYON VE BÜYÜK TANSİYON NEDİR ?
(SİSTOLİK VE DİYASTOLİK TANSİYON)
Tıp kitaplarında sistolik tansiyon değeri denilen ve halk arasında büyük tansiyon diye adlandırılan tanım kanın kalpten kasılma sırasında vücuda gönderilirken kasılmanın bittiği anda ölçülen kan basıncının değeridir. Tıp kitaplarında diyastolik tansiyon değeri denilen ve halk arasında küçük tansiyon olarak adlandırılan tanım ise kan basıncının kanı kalpten atım sırasında kalbin işini bitirip gevşediği andaki ölçülen kan basıncını ifade eder.
*******************************************
ANCAK BU KADAR SİNSİ VE HAYATI TEHDİT EDİCİ OLAN BU KATİLİ ORTAYA ÇIKARMAK SON DERECE KOLAYDIR.TANSİYON ALETİ DEDİĞİMİZ ALETLERLE KOLAYCA KAN BASINCINIZI ÖĞRENEBİLİRSİNİZ.
*******************************************
*Hipertansiyonun Neden Olduğu Hastalıklar?...
==========================================
Hipertansiyon, Yüksek tansiyon
tansiyon yüksekliği
Büyük tansiyonun kişinin yaşına göre yüksek olmasına halk arasında tansiyon yüksekliği, tıp dilinde ise hipertansiyon denir. Bir çok hastalıkta tansiyon yüksekliği görülür. Mesela kalbin sol bölümünün büyümesinde, böbrek hastalıklarında, damar sertliğinde, kan hücrelerinin çoğalmasında, şişmanlıkta ve iç salgı bezleri hastalıklarında kan basıncı artar. tansiyon yüksekliğinin belirtileri arasında yorgunluk, sinirlilik, çarpıntı, baş dönmesi, uykusuzluk, baş ağrısı vardır.
başdönmeleri
Hasta, kendisinin veya etrafındaki eşyanın boşlukta döndüğünden şikayet eder. Tıp dilinde vertigo denen baş dönmelerinin nedenleri çeşitlidir. Bunlardan başlıcaları şunlardır: Kulak ağrısı. Araç tutmaları. Ani hava değişimi. Bazı göz hastalıkları. İlaç zehirlenmeleri. Düşük veya yüksek tansiyon. Damar sertliği ve bazı kalp hastalıkları. Kansızlık ve kan hastalıkları. Mikrobik hastalıklar. Beyin hastalıkları. Sara ve bazı ruh hastalıkları. Tedaviye başlanmadan önce hastalığın gerçek nedeninin tespit edilmesi gerekir. Baş dönmelerine yapılacak ilk iş hemen oturmak veya öne eğilmek ve mümkünse hemen yatmaktır. Baş dönmesi sık sık oluyorsa mutlaka bir doktora gitmek gerekir.
bayılmalar
Geçici olarak uyanıklık halinin kaybolmasına halk arasında bayılma tıp dilinde senkop denir. Bu durumda beyin hücrelerine giden oksijen azalmıştır. Bayılmanın nedeni; yorgunluk, uzun süre ayakta kalmak, ani heyecanlar, tansiyon yüksekliği, gebelik, kansızlık, damar sertliği ve kalp hastalıklarıdır. Bayılmadan önce baygınlık hissi gelir. Sonra yüz kül rengini alır. Arkasından da terleme, çarpıntı, göz kararması ve baş dönmesi görülür. Bu gibi durumlarda yapılacak ilk iş hastayı hemen yatırmak, elbise ve çamaşırlarını gevşetmektir. Sonra yüzüne su serpilir ve amonyak koklatılır.
burun kanaması
Çeşitli nedenlerden kaynaklanan burun kanamalarına tıp dilinde epistaksis denir. Genç erkeklerde genellikle ergenlik dönemlerinde, genç kızlarda ise, çoğunlukla aybaşı kanamaları sırasında görülür. Bir de; yüksek tansiyonun neden olduğu burun kanamaları vardır. Gençlerde görülen ve önemli olmayan burun kanamaları çok kolay durdurulur ve korkulacak bir şey yoktur. tansiyon yüksekliğinden kaynaklanan ve genellikle orta yaşlarda görülen burun kanamalarını durdurmak ise biraz zordur. Yapılacak ilk iş hastayı hemen oturtmak, başını öne doğru hafifçe eğip, burnunun kanayan deliğini on dakika kadar bastırmak, bu sırada ağızdan nefes almasını ve yutkunmasını söylemektir.
kulak çınlaması
Kulak çınlaması, kulak uğultusu veya kulak vızıltısına, tıp dilinde tinnitus denir. Çok çeşitli nedenleri vardır. Bunlar arasında, kulak kiri, içkulak iltihabı, ortakulak iltihabı, menier hastalığı, ateşli hastalıklar, yorgunluk, zafiyet, bazı ilaçlar, yüksek veya düşük tansiyon sayılabilir. Bu nedenle doktora başvurmak gerekir.
şişmanlık
Şişmanlık, alınan kalori miktarının yakılan kaloriden daha fazla olması sonucu ortaya çıkan bir metabolizma bozukluğudur. Tıp dilinde obesite denir. İstatistiklere göre şişmanların daha çabuk yaşlandıkları, şeker hastalığı, damar sertliği, kalp hastalıkları, karaciğer ve safrakesesi hastalıkları, tansiyon yüksekliği, akciğer hastalıkları, romatizmal hastalıkların tehdidi altında bulundukları belirtilmektedir. Bu nedenle şişmanlıktan kurtulmak için diyet ve beden hareketleri yapmak gerekir.
tansiyon
Kan basıncına tansiyon denir. Kalp her kasılışında belirli miktardaki kanı atardamarlara pompalar. Bu sırada da, kan basıncı en yüksek seviyeye çıkar. Buna büyük tansiyon denir. Kalbin iki kasılışı arasında geçen zaman içinde ise, kan basıncı en düşük seviyeye iner. Buna da küçük tansiyon denir. Büyük tansiyon ile küçük tansiyon arasındaki fark da nabız basıncını gösterir. tansiyon yaşa bünyeye ve tansiyon ölçüldüğü andaki ruhi veya bedeni duruma göre farklılık gösterir. Yaşlandıkça tansiyon yükselmesi normaldir.
-----------------------------------------------
*Hipertansiyon Riskleri?...
Hipertansiyon ciddi bir durumdur. Hipertansiyon, kendi başına öldürücü değildir; fakat tedavi edilmediğinde hipertansiyonun sonuçları öldürücü olabilir. Hipertansiyon kalbi zorlayarak kalp yetmezliğine neden olabilir. Üstelik ateroskleroz ve bunun yol açabileceği iskemik kalp hastalığı (belli bir bölgede kan akımının kesilmesi nedeniyle oluşan geçici kansızlık sonucu dokuların hava alamaması) riskini önemli ölçüde arttırır. Buna ek olarak; hipertansiyonlu hastalar kanama ve beyindeki kan damarlarının trombozuna (pıhtıyla tıkanmasına) diğerlerinden daha kolay yakalanırlar. Hipertansiyon ayrıca koroner arter hastalığına da büyük katkıda bulunur ki, bu hastalık sanayileşmiş toplumlarda ölümlerin başlıca nedenlerinden biridir. Bahsettiklerimizin hepsi tedavi edilmeyen hipertansiyonun sonuçları olup hipertansiyona bağlı morbidite (hastalık), mortalite (ölüm) büyük bir bölümünü oluşturur.
*Hipertansiyonun Yaygınlığı Nedir?...
Sanayileşmiş ülkelerdeki yetişkin nüfusun %10-20 kadarında hipertansiyon bulunduğu hesaplanmaktadır. Sınırda hipertansiyon vakaları da katılırsa bu oran kuşkusuz daha yüksektir. Kişinin yaşı, cinsiyeti ve ırkı hipertansiyon sıklığı konusunda belirleyici faktörlerdir. Hipertansiyon siyah ırkta ve kadınlarda daha çok görülmektedir.
Kişi yaşının hipertansiyona olan katkısı öncelikle damarlarda yaşlanmaya eşlik eden anormalliklerdir. Bu durum özellikle de kanı kalpten damarlara taşıyan damarlardaki esneklik kaybı ile açıklanabilir. Ancak yaşla hipertansiyon arasındaki bu bağlantıya bazı ilkel toplumlarda hiç rastlanmamaktadır. Bu durumda etkili faktörün "uygarlaşma" ve bununla bağlantılı yaşam biçimi olduğu söylenebilir: örn. tuz kullanımı, aşırı beslenme, hareketsiz yaşam, stres, vs.
*Hipertansiyonun Sınıflandırılması...
Hipertansiyon, sıklıkla, nedenine göre sınıflandırılır. Buna göre iki tip vardır.
---esansiyel (primer - birincil) hipertansiyon
---sekonder (ikincil) hipertansiyon
Hipertansiyon vakalarının yaklaşık %90'ı, neden (etiyoloji) bilinmediğinden primer ya da "esansiyel" hipertansiyon olarak adlandırılır.
Hipertansiyon vakalarının geriye kalan bölümüne, yani yaklaşık %10'una bu durumun nedeni bilindiğinden "sekonder " hipertansiyon denir. Böbrek kökenli olan (renal) hipertansiyon bunların en yaygın olanıdır.
*BAZI TEDAVİ USULLERİ...
*Hipertansiyon-Tedavisi...
HİPERTANSİYON TEDAVİSİ
Yukarıda tanımlanan sınıflamaların ışığında
Prehipertansiyon tedavisi: Yani kan basıncı değerleri sistolik ( büyük tansiyon ) 120-139 mmHg arasında ve veya diyastolik ( küçük tansiyon ) 80-89 mmHg arasında olan hastalara, altta yatan başka bir sorun yok ise yaşam stiline yönelik değişiklikler hekimler tarafından önerilmektedir. Bunlar
-egzersiz
-kilo verme, diyet
-sigarayı bırakma
-alkolü kesme veya miktarını azaltma
-tuzdan kaçınma
-yağsız yeme
-sebze ve meyve yeme alışkanlığını artırma
Hipertansiyon tedavisi: Yani kan basıncı değerleri sistolik ( büyük tansiyon ) 140-159 mmHg arasında ve veya diyastolik ( küçük tansiyon ) 90-99 mmHg arasında olan, organları hipertansiyondan zarar görmemiş ise ve kalp hastalığı gibi risk faktörü yok olan hastalara hekimler yaşam stili değişikliği + hipertansiyon ilacları önermektedirler.
Eğer kan basıncı değerleri sistolik ( büyük tansiyon ) 160-179 mmHg arasında ve veya diyastolik ( küçük tansiyon ) 100-109 mmHg arasında ise bu hastalarda ciddi diyet uygulaması ve birdan fazla hipertansiyon ilacı uygulaması ile agresif tedaviler yapılmaktadır.
Bu arada unutulmaması gereken en önemli unsur hipertansiyon tedavisi sırasında bir çok grup ilaç olduğu ve tedavİ sırasında hekimlerin bu ilaçları tıbbi kurallar çerçevesinde kademe kademe uygulayarak uygun ilacı bulmaya çalıştıklarıdır. Hastalar uygun ilacı hekim deneyerek bulmaya çalıştığında sabırlı olmalıdır. Özellikle çok yüksek seyreden hipertansiyonlarda ilaç kombinasyonları denenerek hastaya en uygun tedavi başlanmaya çalışılmaktadır. Zaman zaman bu süreç içersinde her ilaç her hastaya uygun olmamakta, bezen de ilaçların yan etkileri olmaktadır.
HİPERTANSİYON TEDAVİSİNDE KULLANILAN BİRİNCİ BASAMAK İLAÇLAR -Beta bloker grubu ilaçlar -ACE inhibitörleri -Kalsiyum kanal blokerleri -Diüretikler
Bu ilaçların bir veya bir kaçı kombine edilerek kullanılmaktadır.
*Yüksek Tansiyona Faydalı Şifalı Bitkiler...
*Alıç...
Hipertansiyon, Yüksek tansiyon için Şifalı Bitkiler:
alıç
Asabi çarpıntıları giderir. Sinir bozukluğunu geçirir. yüksek tansiyonu düşürür. Aritmide kullanılır. Uykusuzluğu giderir. Kalbi kuvvetlendirir. Damar sertliği ve göğüs nezlesinde faydalıdır.
*Çilek...
çilek
Körpe ve bol sulu çilekler sistemi temizliyor. Cilt sorunları olanlar için de iyi bir meyvedir. Böbrek, idrar yolları ve bağırsak sorunları için de birebirdir. Ayrıca diş etlerini güçlendiriyor, dişlerdeki tartarı önlüyor, ağız kokularını ve boğaz ağrılarını gideriyor. Çilekte yüksek oranda C vitamini bulunduğu gibi, yüksek tansiyon ve kolesterolü düşüren maddeler içeriyor. Çilek C vitamini ihtiyacını karşılar. Ayrıca bol miktarda potasyum içerir ve lifli besinler arasında önemli bir yer tutar. Diyabetli hastalar, çileğe şeker ilave etmemek şaartıyla bu meyveyi bol bol yiyebilirler.
*Ispanak...
ıspanak
Kalp hastalıklarına, felce, yüksek tansiyona, yaşlılığın getirdiği göz hastalıklarına, kansere, hatta psişik rahatsızlıklara karşı da etkili bir sebze. Göz hastalıklarına ve derideki lekelenmelere karşı etkili. Ispanak içerdiği iki kimyasal madde sayesinde görme bozukluklarına karşı etkili. Haftada 6 kez ıspanak yiyenlerin yüzde 86 oranında yaşın ilerlemesiyle birlikte ortaya çıkan derideki lekelenmeler gibi bir sorunlarının olmayacağını gösteriyor. Ayrıca yaşla birlikte ortaya çıkan göz hastalıklarına karşı da etkili. Bir porsiyon ıspanak, günlük demir ihtiyacımızın onda birini karşılıyor.
*Kavun...
kavun
Kavun meyve olarak çok yenildiği gibi tohumları (çekirdekleri) de tıbbi olarak kullanılmaktadır. Olgun kavunların çekirdekleri kurutulur. Çekirdekler halk tababetinde öksürüğe karşı (çekirdekleri suda, suyu yarıya ininceye kadar kaynatılıp içilmesiyle) kullanılır. Ayrıca kavun, sinirleri yatıştırır, böbreklerdeki kanı temizler, taşların düşürülmesine yardımcı olur. Barsaklarda ülser ya da iltihab olanlarla, şeker hastaları ve yüksek tansiyonu olanlar yememelidir.
*Kereviz...
kereviz
Kerevizde B vitamini, demir ve kireç vardır. Kereviz unutkanlığı ve sinir yorgunluğunu giderir, idrar söker, böbrek taş ve kumlarının düşürülmesine yardım eder, kan ve süt yapar, karaciğeri temizler. Şeker, yüksek tansiyon ve romatizma da da faydalıdır.
*Kestane...
kestane
Kabuklarının suda kaynatılması ile elde edilen çay, ateş düşürür ve sinirleri yatıştırır. Meyvesi kasları kuvvetlendirir. Kan dolaşımını düzenler. Varis ve basur memelerinin meydana gelmesini önler. Karaciğer yorgunluğu ve şişliğini geçirir. Kansızlığı giderir. Damar sertliği ve yüksek tansiyondan şikayet edenlerle, şeker hastaları yememelidir.
*Meyan Kökü...
meyankökü
Grip, nezle, anjin ve nefes darlığına faydalıdır. Öksürük ve balgam söktürür. yüksek tansiyonu düşürür.
*Soğan ve Sarımsak...
soğan ve sarımsak
yüksek tansiyon ve kalp hastalığı tehlikesini azaltırlar. Soğan, mide kanserine yakalanma riskini; sarımsak da bağırsak kanserine yakalanma riskini azaltıyor. Sarımsağın mayasında bulunan maddeler hücrelerin zarar görmesini önleyerek, vücudu erken yaşlanmaya karşı koruyor. Antibiyotik ve nefes darlığını gideren bileşimler içeren sarımsak bağışıklık sistemini de kuvvetlendiriyor. Kalbe ve alerjik hastalıklara karşı etkili. Soğan içerdiği kimyasal maddelerle kalbimizi güçlendiriyor ve alerjik reaksiyonları engelliyor. Newcastle'da yapılan araştırmalar, düzenli bir şekilde soğan yiyenlerin damarlarının tıkanma riskinin azaldığını gösteriyor.
*Zeytin...
zeytin
Zeytinyağı, safrayı artırır. Karaciğeri çalıştırır. Karaciğer ağrılarını keser. Sarılıkta faydalıdır. Yaprak ve kabukları yüksek tansiyonu düşürür. Kandaki şeker miktarını düşürür. Bağırsak solucanlarının düşürülmesine yardımcı olur.
*Biberiyeli Çay (Kollestrol-Tansiyon İçin)...
Yüksek Tansiyonda Kalp damar rahatsızlıklarında Kandaki yağlanmayı önler.Kan şekerini dengeler.Kalp ritmini düzenler.Sinirsel kalp çarpıntılarını önler.
KULANIM ŞEKLİ:Yemeklerden 20dk önce 3 öğün aç karnına 1 tatlı kaşığı alınması tavsiye edlir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder